Uluslararası İnşaat Sözleşmelerinde Beklenmeyen Hal Kavramı

Sunuş

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin, Schellenberg Wittmer Avukatlık Ortaklığı ile birlikte düzenlediği İstanbul Uluslararası İnşaat Hukuku Konferansları Serisinin dördüncüsü 15 Kasım 2019 tarihinde gerçekleşmiştir. Konferansın konusu “Uluslararası İnşaat Sözleşmelerinde Beklenmeyen Hal Kavramı” olmuştur.

Uluslararası bir inşaat projesinde öngörülebilecek olan tek şey, öngörülemeyecek bir şeyin olacak olmasıdır şeklinde bir yaklaşım inşaat sektöründe yaygındır. Günümüzün esnekliğe yer bırakmayan çalışma planlarına ve karmaşıklığı gün geçtikçe artan projelerine bir de politik ve/veya ekonomik istikrarsızlıklar – ve hatta yeni gelişmelerin acı bir şekilde gösterdiği üzere pandemiler – davetsiz misafir olarak eklendiğinde bu yaklaşımın haklılığı daha da belirginleşmektedir. İşte bu sebeple konferansımızda uluslararası inşaat projelerinde sözleşme aşamasından başlayarak uyuşmazlık çözümü aşamasına kadar, beklenmeyen haller ile nasıl başa çıkıldığına ışık tutmayı hedeflemiş ve bunu yaparken, her sene olduğu gibi, sektörün uygulamacılarını, bu alanda uzmanlaşmış avukatları ve de akademisyenleri bir araya getirmiştik.

Elinizdeki kitap Konferans serimizin dördüncü kitabı olup, bu konferansta sunulan tebliğlerin kısmen genişletilmiş halini kapsamaktadır. İlk bölümde Ümit Yamantürk (Güriş İnşaat & Mühendislik A.Ş.) ve Av. Elliott Geisinger (Schellenberg Wittmer Ltd.), uluslararası inşaat projelerinde beklenmeyen hallerin ne şekilde ortaya çıktığını gösteren, gerçek hayat tecrübelerine dayalı bir dizi vaka çalışması takdim etmekte ve ardından bu vakalarla hem sözleşme hükümlerinin kaleme alınması hem de proje süresince risk yönetimi açısından ne şekilde başa çıkılabileceğini değerlendirmektedir.

İkinci bölümde Av. Michael E. Schneider (Lalive S.A.) uygulamada yaygın şekilde kullanılan FIDIC sözleşmeler serisi örneğinde beklenmeyen risklerin taraflar arasında dağıtılmasına ilişkin bir tipoloji çıkarmakta ve bu dağılımın hangi hallerde istisnalarının olabileceğini ele almaktadır. Av. Wim van de Koot (Rönesans Group) sözleşme yönetimi tecrübeleri ışığında iş sahibinin ve yüklenicinin henüz sözleşmenin kaleme alınması aşamasında üzerine düşen due diligence ödevini ve bu ödevi gereği gibi yerine getirmemenin, özellikle ‘bilinen bilinmeyenleri’ göz ardı etmenin, daha sonra gerçekleşen risklerin taraflar arasında paylaştırılması üzerindeki etkisini incelemektedir. David T Shilston (Atkins/SNC-Lavalin) ve Stephen J Coates (Atkins/SNC-Lavalin) ise, inşaat sözleşmeleri açısından büyük önem taşıyan, toprak niteliklerine ilişkin riskleri ve bunların etkin şekilde yönetimini birer mühendislik jeoloğunun bakış açısıyla aktarmaktadır.

Üçüncü bölümde amacımız, beklenmeyen hallerin farklı ulusal hukuklarda ne şekilde ele alındığını karşılaştırmalı olarak değerlendirmek olmuştur. Prof. Dr. Başak Baysal (Kadir Has Üniversitesi) Kara Avrupası, Dr. Tariq A Baloch (3 Verulam Buildings) da Anglo-Amerikan hukuklarında beklenmeyen haller ve risk dağılımı sorunlarına gerek yasa koyucuların gerekse yargının sunduğu çözümlerin mukayeseli bir analizini yapmıştır. İki yazar da açıklamalarını Covid-19 pandemisine ilişkin bir dizi tespitlerle zenginleştirmiştir. Av. Anya George (Schellenberg Wittmer Ltd.), ise beklenmeyen hallerden belki de en fazla karşımıza çıkan ekonomik sebeplere dayanan aşırı ifa güçlüğü konusunu iki hukuk çevresi açısından ve özellikle tahkim uygulamasında değerlendirmiştir.

Dördüncü ve son bölümde ise uyuşmazlık çözümü aşamasında pacta sund servanda yani sözleşmeyi olduğu gibi uygulamak ile clausula rebus sic stantibus yani sözleşmenin esaslı değişiklikler olmayacağı şartıyla akdedildiği ilkeleri arasında nasıl bir seçim yapılması gerektiği konusu masaya yatırılmıştır. Bu kapsamda Av. Yasemin Çetinel (Çetinel Hukuk Bürosu) Uyuşmazlık (Önleme ve) Çözüm Kurullarında, Prof. Dr. Christoph Brunner (Bern Üniversitesi/Peter&Kim) ise hakem heyetlerinde beklenmeyen hale ilişkin bir dizi örnek üzerinden sorunu aktarmış ve risk paylaştırılmasının ne kadar çetrefil bir konu olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Son olarak Av. Alexander Schilling (Siemens Healthineers) sektörün bakış açısıyla, özellikle hakem heyetlerinin, uzun görüşmeler sonucunda akdedilen sözleşmelere müdahalesini eleştirel bir gözle değerlendirmiş ve onun yerine tarafların kendilerinin gerek sözleşmenin kaleme alınması gerekse ihtilaf çıktıktan sonra uyarlanması konusunda daha etkin olmalarını önermiştir.

İnşaat hukuku uygulamacıları ve uzmanları ile bu alanda çalışan akademisyenlerin makalelerinin bir derlemesi olan bu kitabın okuyucularımıza faydalı olmasını umuyoruz. Bu vesileyle, İstanbul Uluslararası İnşaat Hukuku Konferansları’nın dördüncüsünün düzenlenmesini ve ardından bu kitabın yayınını mümkün kılan bazı kurumlara ve kişilere minnettarlığımızı belirtmek isteriz. Öncelikle Konferans’a ve bu kitaba katkıda bulunan tüm konuşmacılara teşekkür ederiz. İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC), Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği (TMMMB), Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (INTES), Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ve Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Derneği’ne (DRBF) konferansın daha geniş kitlelere yayılması konusundaki yardımları dolayısıyla teşekkür ederiz.

Konferansın düzenlenmesi ve kitabın basımında desteklerini esirgemeyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Gökçe Kurtulan Güner ve araştırma görevlileri Zeynep Damla Taşkın ve Zeynep Ülkü Kahveci’ye müteşekkiriz. İngilizce metinlerin Türkçeye kazandırılması konusunda devreye giren asistanlarımız, doktora öğrencilerimiz ve ‘uzaktan’ öğrencilerimize de yardımları için bir o kadar teşekkür borçluyuz. Delano Turizm’den Koray Özkan konferans organizasyonu ile ilgili olarak desteklerini esirgememiştir. Kitabın oluşumunda her zaman olduğu gibi yanımızda duran On İki Levha Yayıncılık’tan arkadaşımız Erol Öz ile Sevil Özata’ya, her daim nazımızı çektikleri için ayrıca teşekkürlerimizi sunarız.

Yeşim M. Atamer - Ece Baş Süzel - Elliott Geisinger

Zürih/İstanbul/Cenevre, Eylül 2020